Image and video hosting by TinyPic

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Adrenalin Manyağı Bir Dünya...!

Öyle bir gün düşünün ki,yeni bir hastalık dünyayı sarıyor ve bu hastalığın panzehirini bulamazsanız bir saatlik ömrünüz kalmış.

Dünyanın bir yerinde oralarda bir yerde hastalığın şifa kaynağı var...

Ve kalan bir saatlik ömrünüzü uzatabilmenin tek yolu ADRENALİN !
Yani panzehire ulaşabilmek için her an adrenalinle yaşamak zorundasınız...

Şöyle de düşünebiliriz :

Hayatta kalabilmek için,
-Karşınıza çıkan ilk sevmediğiniz kişinin ağzını yüzünü paramparça ederek heyecan yaratmak zorundasınız...
- En korktuğunuz hayvanı ağzınıza almak mecburiyetinde kalabilirsiniz...
- Arabanızın çakmağına parmağınızı sokmak icab edebilir...

- Dağdan atlamak,dağa tırmanmak,gece karanlıkta yalnız başınıza ormanda koşmak vs.vs...

Aklınıza ne tür manyaklıklar geliyorsa onu ister istemez faaliyete geçirmek yada hayatınızdan olmak meselesi...!
Belkide monotonluktan bir gün bile uzak durmak isteyenler için bu hastalığa zevkle yakalanmak isteyenler dahi
olacaktır...:P

Şimdi böyle bir manyak yazı nerden mi aklıma geldi ?

Hollywood'un parlayan dev yıldızı Jason Statham'ın
hastasıyım...
Herkesin zevki aynı olmayabilir ama harika aktör,dev karizma ve rolünün hakkını veren bir usta...


Crank adlı filmini izledim,yukardakine benzer hikayeyi anlatan bir senaryo var,süper bir film bence...

Hayal ürünüde olsa çıkarmamız gereken ders olabilir mi bu macerada ?

Bir musibet bin nasihat kredisini tüketiyoruz,Aids,kuş gribi,domuz gribi ve neler neler...
Artık insanoğlunu bundan sonra gelipde ocağına incir dikebilecek en serseri hastalıklar dahi şaşırtmaz hale geldi...
Omuzlarımızdan silkeler nitelikte hayat bize kendimize gelmemizi haykırmakta...!


Allah sonumuzu hayr etsin...


Yazan: hakan can

24 yorum:

Adsız dedi ki...

amiinnn,diyelim adrenalin beni çok ilgilendirmiyo kardeşim,böyle bi durumda sanırım çok bi çaba harcamam.rabbimden ne gelirse başımız gözümüz üstüne.iyi geceler...

Yaşamkafe dedi ki...

-Aslında mesele adrenalin falan değil Ferzan,mesele insanoğlunun kendi eliyle tükettiği kredilerle başına gelen ve gelecek olan musibetlere dikkat çekmekti...

Hayırlısı diyelim artık..:)

öykü dedi ki...

Bızım Turk fılmlerınde klişe bı cumle var
"Ayyyy bunu yasayacagıma görecegıme ölseydım"
dıye
oyle dıyesım geldı:))
yanı bunu yasamaktansa ölmeyı tercıh ederım:)

Fikrin Ne? dedi ki...

bakalım hayırlısı saygılarımla kardesım ıyı bır pazar dılıyorum

Adsız dedi ki...

Şöyle bakıyıp olaya geçen yıl kuş gribi ve kene olayı vardı. bu yıl domuz gribi çıktı. Önümüzdeki sene acaba hangi hastalıklara karşılacağız. Ben hep şöyle düşünürüp başıma bir şey geldiği zaman Rabbim bizi sınıyor. Sabrımı ölçüyor.
bir de zaman o kadar değişti ki hırsızlık, tecavüz, cinayet vs olayları çoğaldı. Allah bu dertleri veriyor ki insanların kendine gelmesi için. Ama maalesef ki insanlar anlamıyor.

Adsız dedi ki...

ben panzehiri hemen bulurdum sanırım böyle bir durumda. yüreği ağzında gezen tiplerdenim:)

E-demir dedi ki...

-Karşınıza çıkan ilk sevmediğiniz kişinin ağzını yüzünü paramparça ederek heyecan yaratmak zorundasınız...

İşte bu süper :D

Yaşamkafe dedi ki...

-Öykü,öyle hemen pes etmek olmaz,ya panzehir başının ucundaysa...:)

-Fikrin Ne,Umutcum hayırlısı ve hayırlı pazarlar olsun...

-Nesli,inan var ya bende çok merak ediyorum bundan 50-60 yıl sonra hangi hastalıklar insanın ensesine yapışacak...

-Ebru yine harikasın..:)))

-Erdemir dostum,şart değil ağız yüz dağıtmak ama çok beğendiysen tutmayalım seni...:))

eD dedi ki...

iyi günler acaba bağlantılarını benim blogumu ekleyebilir misiniz ? bende sizinkini yeni açtığım bloguma ekleyeyim 15x15 lik bir bölüm var oraya ekleyebilirm 4 tane reklam yeri var isterseniz tabiki eftaldiner.blogspot.com ziyaret edin isterseniz...

eD dedi ki...

yanlış söylemişim 125x125 lik yerim var bağlantılarınıza beni eklerseniz bende sizinkini eklemekten memnuniyet duyarım

Yaşamkafe dedi ki...

-Eftal Diner,bir ara uğrarım Bloğunuza ilginiz için teşekkürler efendim...

eD dedi ki...

tşk ederim blogumuza eklendiniz.Kısa bir süre önce açıldık çok hızlı geleceğiz inş. size katkıda bulunabiliriz...

Yaşamkafe dedi ki...

Sağolun gördüm evet,az önce sizin ordaydım (Bloğunuzda),teşekkürler..

İnşallah uzun vaadede güzel işlere imza atarsınız...:)

Böylece benim de size teknik açıdan işim düşerse mutlaka uğrarım..:)

Adsız dedi ki...

domuz gribi yeni olduğu için pek bir bilgim yok ama kuş gribiyle ilgili büyüklerimizden çok şey duydum. diyorlar ki:

"eskiden de kuş gribi vardı. hasta olan tavuğu keser yerdik. ne hastalanan olurdu ne de ölen."

burada kafam karışıyor. keneyle ilgili konuda ise gazetede bir yazı okumuştum. yazı, kenelerin dna'larıyla oynanmış olduğu ve asıllarının aslında ölümcül tehlike içermediği hakkındaydı. acaba tavuk gribinde de böyle birşey söz konusu olabilir mi?

birileri yine sanırım bu işten prim yapıyor gibime geliyor. kenede yabancı ilaç şirketleri, kuş gribinde de ismi lazım değil bir bakanımızın oğlu ihya oldu. domuz gribi kime yarayacak çok merak ediyorum.

daha önceki senelerde de deli dana hastalığı çin'i ihya etmişti. kırmızı et yemeyenler tavuğa saldırınca, tavuktan trilyonlarca dolar gelir sağladılar.

birşeyler dönüyor ama ne? bize oturup bol adrenalinle yaşamak kalıyor.:) seneye ne çıkaracaklar şimdiden meraktayım. balık ülseri derlerse hiç şaşmam.:)

Yaşamkafe dedi ki...

Ebrucum gerçekten hakikatleri tüm çıplaklığıyla şu üç-beş satırlık yorumuna yansıtmışsın...Bence de bütün bu hastalıklardan birileri prim yapıyor ve bu hastalıklar sonuçta insan ürünüdür,domuz gribi hakkında da öyle diyorlar,birilerinin deneyimleri sonucunda ortaya çıkan birşeymiş..


Seneye balık gribi,tavşan nezlesi,at hapşuruğu falan gibi hastalıklar ortaya çıkabilir...:))) Aman dikkat...!

shenem dedi ki...

hayat haykırmakta da..duyuyoruz ama,bir de bi algılayabilsek:(
bu arada o filmi izlemedim,tavsiyen üzerine isliim bari:)

Yaşamkafe dedi ki...

-Haklısın Shenem bizde bir algılama sorunu var almış başını gitmiş...

Bu arada Crank'ın (High Volt)2'inci bölümüde çıktı onu bekliyorum...:)

Kumsal dedi ki...

İlerleyen yıllarda bulaşıcı hastalıktan değilde
teknolojiden ölümler olabilir

Yaşamkafe dedi ki...

Evet herşey olabilir artık,hiç bişeye şaşırmıyacağız Kumsal...

Gökten tavşan bile yağabilir başımıza..:)

Adsız dedi ki...

Hakancım tüm yaşananlara Ahir Zaman desem ne dersin ? Kıyamet Alametlerinin küçükleri çoktan bitti artık büyükleri kaldı.

Yaşamkafe dedi ki...

:))
Ne diyeceğimi yazının sonunda yazdım Serkancım :
Allah sonumuzu hayr etsin...

Adsız dedi ki...

Aminnnnn.Allah beterinden koruusn.Domuz gribi hayırlı olsun hastalıklar literatürüne yenisi eklendi:) haniii vardı Acun Ilıcalı'nın programları yazının konuusnu okuyunca o geldi aklıma:) adaya düşüyorlardı,tabiii gerçekhayttaki gibi olamaz.surviver idi programın adı.filmi de merak ettim.izliycem inşallh.sevgileimle.

sihirliyazilar dedi ki...

AIDS, kanser, deli dana, şarbon, kuş gribi, fare gribi (bu da yeni çıktı ama neyse ki insandan insana geçmiyormuş) ve nihayet domuz gribi...
Bu gidişat bana "kıyamet alametleri" demeyeyim ama Allah'tan gelen birtakım uyarılar, mesajlar gibi de geliyor bazen. Artık hiçbirşey beni şaşırtmaz. Gerçekten de benim çocukluğumda bu kadar hastalık yoktu. Hastalıkların, doğal felaketlerin (küresel ısınma, hortum, kasırga, deprem) ile terörizm vs. bu kadar çoğalması size de manidar geliyor mu? Düşünüyorum kendi kendime, bütün bunların bir anlamı var mıdır acaba diye. Ya da biz insanlar kendi ellerimizle doğal kaynakları kurutuyor, tüketiyoruz.

Yaşamkafe dedi ki...

Aynen yazdıklarınıza katılıyorum sevgili Sihirliyazılar...

İnsanoğlu kendi ettiğini bulma yarışında bir numaradır..

Biz kaşınıyoruz,musibeti veren de kendimize gelmemiz adına belaları veriyor bence...