Image and video hosting by TinyPic
Blog Hakkında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blog Hakkında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Şubat 2010 Pazartesi

DAR GELİRLİYE İNTERNET'TEN EK GELİR PROJESİ


İnternette Google Adsense Projesi adında dev bir pasta var,yani web site yayıncılarının içerik sayfalarında konuyla ilgili Google reklamları göstermesi ve para kazanmasının hızlı ve kolay bir yoludur. Program ücretsizdir ve Google sitenizdeki veya arama sonuç sayfalarınızdaki her geçerli tıklama için ödeme yapar.

Birçok kişi bu pastadan birsürü para kazandığını yazar durur...


Benim Google Adsense ile tanışmam 2008 yılının sonlarında falan olmuştu,o zamanlarda ilk kişisel Bloğum olan "
insansevgisi.blogcu.com" Bloğuma Google'in reklamlarını yerleştirmiştim,bir sene içinde bu Bloğumdan 2 Dolar falan kazandım...:)

Bir senede 2 Dolar bana müthiş moral oldu,yalan bu iş dedim bıraktım ilgilenmedim...


Yaklaşık iki üç aydır kafama takıldı "Millet parayı götürüyor baba,etrafımızda dar gelirli insanlar dolu,eğer bu pastadan pay alma macerası doğruysa bulurum inşallah işin sırrını..." dedim ve bu işi biraz inceledim,tabii tamamen amatörce yazıyorum bu yazıyı çünkü ben bişeyleri kıpırdatabilirsem bu işi herkes yapar...Hani amatörüz yaa...:)


Benim asıl amacım ay sonunu zor getiren,işi gücü olmayan ufak da olsa ek bir gelire mutlaka ihtiyacı olan kişilere nefes aldırabilme imkanının olduğunu göstermektir,daha sonra bu işi hobi ve bilgilenme amaçlı olarak yaptım...


Sonuca ulaştığım için belki yedi gün sonra belki de yedi sene sonra bırakırım bu işi,bu saatten sonra benimkisi zevk renk meselesi oldu,gerisini Allah bilir...


Google Adsense'yi ömründe ilk defa bu satırlarda duyanlar için;


-Önce kendinize
Blogcu.com veya Blogger.com'dan veya herhangi bir yerden (tavsiyem Google Adsense'nin daha çabuk onaylanması için blogcu.com) bir veya birkaç Blog açın...

Maceram şöyle devam ediyor:


Blogcu.com'dan değişik kategorilerde (sağlık,genel,kadın,turizm,aile vs.) yaklaşık 10 tane Blog açtım kendime...


Mesela bu sitelerden 2 örneği aşağıda tıklayabilirsiniz;


Genel site :
Onlinestar.blogcu.com
Turizm sitesi : Onlineturizm.blogcu.com

-Açtığınız Blogları güncellemeniz çok önemli,her gün iki-üç yazı ekleyin sitenize,alıntı yaptığınız yazıların kaynağına dikkat edin,gezip dolaştığınız sitelerin kullanım şartlarını okuyun,izin ve müsaade varsa kaynak belirterek alıntı yapın.


Mesela "
sacitaslan.com" sitesinin en altında belirtilmiştir "İzinsiz ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz..." Sacit Aslan'a bir mail yolladım ve bizzat kendisinden özel izin aldım, sitesinden kaynak göstererek alıntı yapabileceğimi söyledi bana ve Onlinestar.blogcu.com'a gönül rahatlığıyla sacitaslan.com sitesinden birkaç yazı ekledim...

Bunun dışında "kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir" diye müsaade eden birçok site var,buralardan alıntı yapıp sitelerinizi besleyebilirsiniz....


Alıntıların yanısıra kendinizde birşeyler yazıp özgün yazılarınızla destek çıkarsanız Google size bayılacaktır..:)


-Ziyaretçi sayınızın artması en önemli konulardan birisidir,trafiği olmayan bir site ölü sitedir,derler....

Sitenize girip çıkanların sayısı ilk günlerde çok az olacaktır,yine kendimden bir örnek vereyim ;


Sağlık sitemin birisini açtığım ilk 2-3 haftalarında 20 ile 30 civarında günlük ziyaretçim oluyordu,şimdi aradan yaklaşık 2-3 ay falan geçti,günlük 600 ila 1000 civarında tekil ziyaretçi gelip gidiyor bu siteye....


Ziyaretçi sayınızı arttırmak için bir ipucu vereyim size : Hürriyet'in "Yazarcafe.com"una mutlaka üye olun ve yazılarınızı oraya da ekleyin,trafiğinizin artışına sizde hayret edeceksiniz...

-
Google Adsense'ye üyeliğiniz kabul edildikten sonra reklamlarınızı Bloğunuza en iyi şekilde nasıl yerleştireceğinizi araştırın ve ne gerekiyorsa yapın....

SONUÇ:


Şimdi yukarda yazdıklarımın hepsini yaptım,bu konular hakkında sadece ortalama bir bilgiye sahibim,profesyonel değilim o yüzden yazdıklarımda yanlışlar veya eksikler olabilir...


Amatörce yaptığım bu işten şu an ortalama sıfır giderle ayda "100 Dolar" bir ek gelir elde etmeyi başardım....


2-3 ay gibi kısa bir sürede acemi bir çalışmayla bu miktarı elde etmek bana göre iyi bir başarıdır...


Ben gece gündüz çalışan bir insanım o yüzden fazla vaktim olmuyor 10 tane açtığım Blogdan sadece iki üçünü idare edebiliyorum,eğer sizler daha fazla vakit ayırabilirseniz çok daha fazla gelir elde edebilirsiniz...


Hele de bu işi profesyonel olarak "anahtar kelimeleriyle,seo çalışmalarıyla..." falan yaparsanız müthiş paralar kazanmanın yanında iyi bir çıkış yakalamanız an meselesi olur....


Son olarak :


Site yönetmek,güncellemek,istatistikleri ve gündemi takip edebilmek tamamen sabır işidir,azimli olun önünüze bir çok engel çıkacaktır yılmayın ve işinize bakın,inişli çıkışlı bir maceranın içinde olduğunuzu unutmayın...



Sevgiler,saygılar....


Yazan: hakan can

19 Ocak 2010 Salı

GÜNEŞ IŞIĞI ÖDÜLÜ


Değerli gazeteci arkadaşım Sihirliyazılar,
Büyük üstadım,hocam
Mgurdal ,
Pırıl pırıl yüreğiyle etrafa neşe saçan
Pırıltılı Cadı ve samimi cana yakın tavrı aynı zamanda dostluğunu daima bana hissetiren Yorgun Savaşçının Günlüğü "Mit" Bloğuma "Güneş Işığı Ödülünü" layık görmüşler sebebini onlara sormak lazım,ben olsam bu kadar başıboş kalmış bir Bloğa ödül mödül vermezdim...:))

Dördünüzde sağolun eksik olmayın...


Bir ara Bloğumla o kadar haşır neşir olmuştuk ki,onunla konuşmaya bile başlamıştım,yazılarımda "Sevgili Blog,aslan Blog,ben yokken ortalığı yıkma,yıkılma dimdik ayakta dur falan filan muhabbetleri...
Şimdi de yukarda "Başıboş kalmış bir Blog..." derken içim cızzz etti...

Bloğumun bana küstüğünü,kızdığını hisseder gibi oldum...

"Yok yok sen beni sevmiyssssennn..!" diyor sanki...:))

Ben de bu ödülü hakan-can.blogspot.com'u arkadaş olarak gören tüm dostlarıma iade ediyorum...

Yaşamınızda güneşin ışığı hiçbir zaman eksik olmasın,hep aydınlık,hep ışıl ışıl olsun yürekleriniz...



Yazan: hakan can

8 Ekim 2009 Perşembe

GENE KAFA ÜSTÜ ÇAKILDIM...

Blogspot'taki E-Mail adresimi değiştirdiğim için acayip şeyler oldu,
izlediğim bütün Bloglar silindi falan...
Daha sonra hepinizi tek tek eklemek zorunda kaldım,yaklaşık elli kişiden sonra Blogspot her arkadaş eklemeye doğrulama kelimesini/kodu isteyip durdu...! Bu da bana bir buçuk saate patladı...

Eklemediklerim,unuttuklarım veya atladıklarım varsa lütfen bana bildirsin hemen hallediym...

Şu yandaki resimdeki gibi "kelime doğrulama"ya kıl olduğum kadar hiçbişeye uyuz olmuyorum,bazen yorum göndermek için de bazı arkadaşların Bloğunda bu standard uygulanmakta,kendimi sanki haydutmuşum gibi hissediyorum..:)) Yapmayın bunu,çok kötü bişey...

Ve burdan illa da onay kodu taleb eden sanaldaşlarımı protesto ediyorum,kaldırın artık onları Allah aşkına ...:)



hakan can

12 Eylül 2009 Cumartesi

BLOG YAZDI HAYATI DEĞİŞTİ !

Blogcu diyip geçmiyeceksin,ben hep derim Blogculuk Milenyuma öyle veya böyle bir şekilde damgasını vuracak.İşte bugün internet haberlerini dolaşırken rastladığım bir haberin ayrıntıları....:)



Nil Ertürk kendi halinde bir blog yazarıydı. Şimdi ise Reebok’ın Türkiye yüzü... Blogunda yayınladığı bir fotoğrafla markanın açtığı yarışmaya katılan ve birinci seçilen Nil’e bu kış Reebok vitrinlerinde sık sık rastlayacağız.

BERRİN HABERVEREN

bhaberveren@stargazete.com

Bundan birkaç ay önce Reebok stil sahibi, kendine güvenen genç kızları Fly Girl olmaya çağırdı. Seçilen genç kız kendi ülkesinde markanın yeni koleksiyonu Fly Generation’ın yüzü olacaktı. Türkiye’den bu çağrıya cevap veren isimlerden biri de 21 yaşındaki Nil Ertürk’tü. Yapılan elemeler sonunda Türkiye’nin Fly Girl’ü seçildi. Bu kış Reebok vitrinlerinde onun fotoğraflarını bol bol göreceğiz.

Moda bloglarını okumayı sevenlerin yabancısı olmadığı bir isim aslında Nil Ertürk. Çünkü geçen yıl aralık ayında açtığı blogu her gün yaklaşık 2 bin kişiye ulaşıyor.

Kendi stilini ve ruh halini yansıttığı yazıların yanı sıra moda dünyasından haberlere de yer veren Ertürk, blog yazmaya başlayışını şöyle anlatıyor: “Annem başta olmak üzere ailedeki bütün kadınlar modayla ilgilidir. Onların arasında büyüyünce ister istemez benim gibi oluyorsunuz. Annem beni hep cicili bicili giydirirdi, çok özenirdi. Yıllar geçtikçe onun gardırobuna dadana dadana bir şekilde farklı giyinmeye başladım. Aslında modayı bir meslek olarak düşünmemiştim ama sonra ‘Neden olmasın’ dedim. İnsanların neler yaptığını araştırırken bir blog açmaya karar verdim.”

VOGUE’DA ÇALIŞMAK İSTİYOR

Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nden bu yıl mezun olan Ertürk, iki aydır bir moda dergisinde moda asistanlığı yapıyor. İleride stylist olmak, Vogue gibi bir dergide çalışmak istediğini anlatan genç kız “Aslında bu işin içine girmek de okul gibi, kendini geliştiriyorsun. Ama yurtdışında bu konuda eğitim almayı çok isterdim. Eğitimler çok pahalı, ileride burs bulursam mutlaka eğitim alırım” diyor.

“Stilim, stilimin olmaması” diyen Ertürk bunu da şöyle açıklıyor: “Farklı şeyleri karıştırmayı ve o günkü ruh halime göre giyinmeyi seviyorum. O gün canım pembe giymek istiyorsa öyle yapıyorum. Ertesi gün farklı bir tarza bürünebiliyorum. Her gün aynı giyinmekten de insanların üzerinde aynı şeyi görmekten de sıkılıyorum. Çünkü kıyafetler kendimi ifade etme biçimim. Yani nasıl giyiniyorsam kendimi öyle hissediyorum, giyimimle karşımdakine bir şeyler söylüyorum. Marka takıntım yok ama genelde Zara, Mango, Top Shop gibi markalardan giyiniyorum.”

Nil modayı çoğunlukla internetten takip ediyor. Style.com’un yanı sıra farklı bloglardan sokak modasını incelediğini anlatan Ertürk “Çünkü moda asıl sokakta can buluyor” diyor. Alexander Wang , Karl Lagerfeld ve Marc Jacobs tasarımlarına hayranı olan genç kızın beğendiği Türk modacılar ise Simay Bülbül, Hakan Yıldırım, Hatice Gökçe ve Elif Cığızoğlu...

İnsanlar size bakacak diye huzursuz olmayın

Nil Ertürk, kendisi gibi modaya ilgi duyan yaşıtlarına ise şu önerilerde bulunuyor: “Modayla ilgili birçok şey yaptıkça içinize siner, her şey bir anda olmaz. Örneğin dantelli bir şeyler giymek istiyorsunuz ama insanlar size bakacak diye çekiniyorsunuz. Şöyle düşünün; sokakta yürürken de herkes birbirine bakıyor, bundan kaçamazsınız. Ben de kırmızı ruj sürmeye başladığımda çok dikkat çekiyordum, hatta huzursuz oluyordum. Ama zamanla alıştım. Giyim konusunda kendi kendinizi özgürleştirmelisiniz.”

12 Eylül 2009 (Stargazete.com)

7 Eylül 2009 Pazartesi

BLOGDERGİSİ VE EKİBİNE BAŞARILAR DİLERİM !


BLOGDERGİSİ hakkında uzun zamandır yazmak istiyordum,yoğunluğum nedeniyle bugün yazma fırsatı buldum...

Gerçi arkadaşım,bu projenin yazar ve kurucularından olan Ozzy'e Derginin ilk sayısı çıktığı günlerde "Biraz bekliyelim Dergi kıvama gelsin,yazılar ve kategoriler dolsun bende Blogdergisini Bloğumda tanıtırım." demiştim....

Bu proje kendisini şu şekilde tanıtıyor:

"Türkiye’nin ilk online blog dergisi Türkiye’de gelişmekte olan *blog yayıncılığına yepyeni bir soluk getiriyoruz. Blog dünyasını yakından tanıyan yazar kadrosu ile birçok kategoride dikkat çekici konuları bir araya getiren Blog Dergisi Ağustos 2009 tarihinde yayın hayatına başlamıştır."

Bence kalitesi ve içeriği hakkında daha fazla açıklama yapmaya gerek yok...


Güncel,Müzik,Blog,Yaşam,Sinema,Teknoloji gibi bir çok katogeriler altında online indirip sayfalarını bütün ayrıntılarıyla okuyabileceğimiz bu Dergide herkes kendine bişeyler bulabilir...

Bu Dergi henüz çok yeni,tabiri caizse kızoğlankız :) olmasına rağmen özellikle Blog yazarlar tarafından büyük ilgi görüyor.Şimdi ortada inkar edilemez dev bir Blog camiası var ve ileriki zamanlarda BLOGDERGİSİ bu camiada harikalar yaratırsa şaşırmam...


Hakan-can blogspot'tan bütün Blogdergisi yazar ve kurucularına,özellikle yakından tanıdığım arkadaşlarım Tam Bir Blog Ozzy ve Yorgun Savaşçım Mit'e başarılar dilerim...

Saygılar...


Yazan:hakan can

24 Ağustos 2009 Pazartesi

"KREATİV BLOGGER" ÖDÜLÜMÜZ HAYIRLI OLSUN....



Hakan-can.blogspot.com'u 'Kreativ Blogger' ödülüne layık gören değerli hocam Mgurdal , Ferzan Abla , Engelsiz Dünyam ve Sineminmutfağı'na şükranlarımı iletiyorum...

Geçenlerde yine bu ödülü alan bir arkadaşım (İçimden Geldiği Gibi ) şöyle bir başlık kullanmış "ASLINDA BU ÖDÜL HEPİMİZİN ".

Kreativ'in anlamı yaratıcılık demektir ve Bloğu sadece Copy Pasteden oluşmayan her Blogcu bir şeyler yaratmanın sonucu kalemini sallayıp Bloğuna yazılar yazıyor...
Yani kreativlik yapıyor,yani bu ödülü hak ediyor...

İçimden Geldiği Gibi tebrik eder ve bu arkadaşımın elini sıkarım,aynen katılıyorum,
Bu Ödül Hepimizin...


Kurallar gereği 7 tane arkadaşımıza bu ödülü dağıtmam lazımmış,şimdi bu ödülü alanlar zaten almışlar onları kutlayıp bir kenara koyarak yedi arkadaşımı seçiyorum :P


- Sel
- Girl in a Box
- Fikrin Ne?
- KitapHane7/24
- Kumsal
- Benden esintiler
- Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
- Morkedi
- yosun'daninciler

Hadi hayırlı uğurlu olsun dostlar,bu sene de 'Kreativ Blogger' ödülü size gitti...
Bu ödülü evinizin en nadide ve güzide yerine yerleştirin...:P



Yazan: hakan can

14 Temmuz 2009 Salı

Ne Oldu Evladım Bu Mim'lere ?! Bulana Büyük Ödül Var !



Dün gibi hatırlıyorum,bir zamanlar "Mim manyağı oldum,artık yetişemiyorum !" diye yazdığımı...

Son dönemlerde Blogcularda inanılmaz bir düşüş olduğunu hepimiz gözlemliyoruz,yazılar gelmiyor artık Bloglar eskisi gibi dolup taşmıyor,bunun geçici bir süreç olduğuna inanıyorum...

İşte böyle fısss bir zamanda "Mim" olayı kesildi...

Şimdi etrafta komşu dedikoduları
yayılmaya başladı :


"Nerde kaldı yahuu bu Mimler ?"

"Huhuu geçenlerde bi tanesi yazmıştı,ben gördüm.Çatlada Patla..!"

"Bir zamanlar Mim diye bişey vardı lan,ne oldu ona ?"

"Dağa kaçtı yandı,bitti kül oldu...!"

Mim'in kenara çekilmesi,bundan kötü bir zamanlama olamazdı,asıl Mim'e ihtiyacımız olan anlar böyle zamanlardır...
Şimdi ordan Mim düşmanları :)) kalkıp: "Efendim,işiniz Mimlere kaldı demek,vahh vahhh !" diyecektir...

Hayır canım iş öyle değil !

Mim demek konu üretmektir,hayal gücünü kullanıp bir şeyler yazıp,yazdırmaktır...


Ve bu Mim dalgasını yeniden harekete geçirmek demek Blogcularda canlanma,kıpırdama,hayat demek olacaktır...

Bu da zannedersem hepimizin istediği şeydir...

Tercih senin ya kupkuru bir ağacı seyredeceksin,yahut da meyvesini sevmesen de yemyeşil ağaçtan nemalanırsın...

Ne malum belkide bir sonraki yazımda ilk defa bir Mim'i harekete geçiririm...:P

Dipnot: Bu yazdıklarımdan kimse "Aman Allah'ım bu adam sabahtan akşama kadar sadece Mim yazmamızı istiyor,delirmiş !" diye bir yorum çıkarmasın onun üstüne kusarım valla..!:P





Yazan: hakan can

11 Haziran 2009 Perşembe

Blog Mevsimi


Hani ağaçların meyve verme mevsimi olur yaa,Blogcularında yazı yazma mevsimi varmış,
Blog mevsimi deriz biz buna...:P

Geçmiş ile şu anı kıyaslarsak Bloglarına yazı yazanlarda bir düşüş görüyoruz...

Yaz aylarının yaklaşmasından mıdır,nedir bilmiyorum ama herhalde insanlara ilham gelmiyor...

Bazen gecenin üçünde-beşinde heyheylerim gelip tüm coşkumla bir yazı kaleme aldığım çok olmuştur.
Fakat şu aralar oturuyorum :"Yaz nan artık bişeyler,bak aradan kaç gün geçti dükkan sinek avlıyor.." diyorum ama cıkkk...

İlham gelmiyor abisi,duraklıyorum,ne yazıym,kimi kırbaçlıyayım,kime takılayım,hangi güzelliği ön plana çıkarayım derken dakikalarca boş sayfaya inek tren muhabbeti gibi baka kalıyorum,
sonra tek kelime yazmadan kapatıp çıkıyorum...:P

Neyse bu işler zora gelmez,aceleye hiç gelmez,sıkmamak lazım...

Blog mevsimi yaklaşıyor,o zaman bol bol yazar eğleniriz...:P


Yazan:hakan can

26 Mayıs 2009 Salı

Er Meydanı Bloxoo


Lan şu bizim Bloxoo'yu ara sıra eleştirsemde aslında bayılıyorum,her türden insanlar var,rengarenk,cıvıl cıvıl,hır gür,patırtı kütürtü,ne ararsan var....

Blog yazarıysan,mutlaka oranın havasını soluman lazım...
Adam gibi blogları,şeker gibi dostları ben bu mekanda tanıdım...


-Hangi fikri ararsan orda bulursun,argo argümanlar havada uçuşurken,
nazik canım cicim triplerine girenlerinde sayısı bir hayli fazla...

-Gündemi mi yakalamak istiyorsun,buyur gel Bloxoo'ya...

-Kavga mı etmek istiyorsun,tam mekanıdır orası...Benimde arasıra daldıklarım olmuştur...

-Bilgisayarında arızan mı var,hiçbir yere uğrama yine gel bizim orya,anında bedavadan uzmanlar seni hop hop hoplatırlar...

-Oyun mu oynamak istersin sabahlara kadar sana eşlik edecek birilerini mutlaka bulursun...

-Bu mekana gelenlerin olmazsa olmaz dedikleri uğramadan yapamadıkları yer Forum'dur,
oraya mutlaka bir cümle dahi olsa yazmış olman gerekir...

Her köşesinden ayrı bir ses çıkar.
Bazen birbirimize gireriz gümletiriz meydanı...


Bu arada benim Bloxoo'daki kişisel sayfamın adresi :insansevgisi Hakan Can


Dipnot
: Bu yazıyla
Bloxoo'yu canım cicim diye sevdim,eminim yeri geldi mi ve bir gün bu deli dolu mekanı acımasızca eleştirmekten de geri kalmam...



Yazan:hakan can

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Mim Nedir ?




Mim meselesini bir çok kişi soruyor,nedir bu mim,"Ben seni mimledim,sen beni mimledin,sabahlara kadar birlikte mimlendik...Mim manyağı olduk abi..." falan filan muhabbetleri havada uçuşuyor...

Kavram kargaşasından bir örnek:
"Dostum,beni mimlediler..."
"Nee,iyi misin arkadaşım,doktor çağırayım mı,nereni şey ettiler !?"


Blog camiasında en çok kullanılan "MİM" kavramının anlamını yazmak istiyordum hep,

bugüne kısmet oldu...

Olay şu : Bir Blogcu bloğunda dünyanın herhangi bir konusu hakkında bişeyler yazıyor,mesela
" Küresel Kriz" şimdi bu arkadaş dayanamıyor ve
"Acaba diğer blogcular bu konuda (Küresel Kriz hakkında) ne düşünüyor ?" deyip,
topu bize paslıyor :"Efendim seni mimledim,konu Küresel Kriz." diye mesaj çektikten sonra biz de bu konu hakkında yazıyoruz ve bu olay zincirleme devam ediyor....Bu kadar basit...:P


"Mim Duvarı" kategorime,yazı eklemek keyif veriyor...
Benim gibi Mim'i çok seven kişilerin sayısı bir hayli fazla olduğu gibi,Mimden nefret edenlerin de sayısı küçümsenemez bu camiada...

Renk zevk meselesi,alırsın mimini oturursun köşene yazarsın paşa paşa veyahut
"Efendim ben mimlere kapalıyım ." deyip nazikçe içinden küfürü basarak red edersin...:P

Başka yolu yok bu işin,ya seversin,ya nefret edersin...


Önümde üç tane mim var bir tanesi TAM BİR BLOG'dan diğeri Kumsal'dan öbürü de
Fikrin Ne?'den...

Mimsiz dünyayı ben neyleyim...:P


Yazan : hakan can



28 Nisan 2009 Salı

Bloğumu Okuyan Herkese Acayip Teşekkürler...

Blog yazmak hoş güzeldir de eğer okuyanın varsa daha da güzelleşir..
Okuyanın varsa daha da güzeldir ama yorum yazan dostların varsa fevkaladedir...

Kendime bir blog açıp er meydanına çıkalı yaklaşık yarım sene falan oluyor,Blogcu.com'da başladığım serüvene,tepemin attığı bir günde Blogger.com'da "İnsan sevgisiyle" devam etmeye karar vereli belki iki-üç ay falan oluyor....

Yani bu Blog yavru blogdur,kendisi 3 aylık henüz yürümesini bile bilmiyor..:)

Bu kısa sürede 137 yazıma,sizlerden gelen yorum sayısı bugün tam 1000 olmuş...Kendi yazdığım yorumları bertaraf edersek,nerden baksak sizlerden gelen yaklaşık 800 yorum var...

Bu yazıyı yazma amacım yorum havası atmak değil,sizlere bu yazıyla
"sağolun canlarım" demek geldi içimden...:P

Bu Bloğu okuyup da,yorum bırakan siz değerli candostlarım,parmaklarınız dert keder görmesin...

Gösterilen emeğe saygınızdan ötürü hepnize ayrı ayrı öpücükler ve kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum...
Yorumlarınızın benim için çok büyük bir değeri ve ayrı bir yeri olduğunu bilmenizi istedim...


Eksik olmayın ve şu ana kadar herhangi birinize sürçü lisanda bulunduysam affola...


Yazan: hakan can


11 Nisan 2009 Cumartesi

Blog Ödülleri 2009'da Biz De Varız....



Evet dostlar demek O gün,bu günmüş...

Bö!2009 Blog Ödülleri yarışması hakkında hepiniz bilgi sahibisiniz zaten,herkes bu yarışmanın kendi çapında önemli ve en büyük organizasyonlardan biri olduğunu biliyor..

Sponsorlara göz atmak bile yeterli : Coca-Cola,Efes,Ülker,Tefal,Peugeot bunlardan sadece bazıları...

Şimdi ben de birçoğunuz gibi "İnsan Sevgisi" Bloğumla bu yarışmaya kabul edilmiş bulunuyorum...

Size samimi söylüyorum her ne kadar kalemime güvensem de,piyasada gerçekten bomba gibi,harikulade temalarıyla yazılarıyla bu yarışmaya dünyanın dört bir yanından katılan arkadaşlar var,katılım sayısı da bu sene tavan yapınca işler bir hayli zor oluyor...

Dolayısıyla evet Kalemime güveniyorum ama iddialı değilim,maksat yeşillik olsun...:P



Ama şayet Gökten bir taş düşer bu yarışmayı kazanırsam,her zeminde,her platformda sizleri anacağıma and içiyorum...Ve oylarınızı bana verin çünkü kazanırsam sizlere Baraj yaptıracağım söz herkese bi tane :P heheee...

Coca Cola-Aile Blogları Kategorisine giriyorsun,paneli açıyorsun Kişisel Blog'a tıklıyorsun orada bir yerlerde bu Blog boy gösteriyor....

Not: Yarışmada yanlış Avatarı eklemişim yanda gözüküyor,(İnsansevgisi yerine HAKAN yazan bir avatar bu,hem de yeşil,çok kötü gözüküyo...:) onu değiştirme ihtimalim var mı acaba arkadaşlar ?


Neyse,bu yarışmaya katılan bütün arkadaşlara bol şans diliyorum...


Yazan : hakan can


4 Nisan 2009 Cumartesi

Unutma, Blog Yazıyorum Diye Canın Çıkmasın...



Blog yazacağım,illa bişeyler yayınlamam lazım diye kimse kendini kasmasın,yerden yere fırlatmasın...

Bugün değerli arkadaşım ve eski dostum Aşkınay
bloğunda çok ilginç bir yazı yazmış,kendisinin artık eskisi gibi bloğuna zaman ayıramıyacağını ve özel hayatına eşine ve oğluna daha çok vakit ayırması gerektiği yönünde bir post göndermiş...

Ve bu konuda benden tam destek aldı...

Şimdi blog yazmak elbette güzel ve ayrıcalıktır fakat işi "İlla bişeyler yazıym ne olursa olsun yoksa hafızalardan silinir giderim...!" mantığıyla zora sokarsak, hem kendimiz kasılırız,hem bişeyler üretemeyiz ve eninde sonunda kafa üstü yere çakılırız ,o zaman da kır kalemini gitsin daha iyi birader...

Blog yazarken insan bikere rahat olmalı,canı istedi mi,vakti olduğu zaman ve yazmak için bişeyleri varsa yazıp kaydet tuşuna basmalı...

Hafta da bir yazı veya beş yazı olabileceği gibi,ayda sadece üç-beş yazı da olabilir.
Google'in yaptığı en son açıklamada bu yöndedir :
"Hafta beş kere saçmalıyacağına,bir tane kaliteli yazı yaz daha iyidir." diyor...

Ama bence asıl dikkat edilmesi gereken mesele,illa da blog yazacağım diye,sanal dışında etrafımızdaki sevdiğimiz yakınlarımızı veya kendimizi ihmal etmemeye dikkat etmeliyiz...

Ben bazen hafta da bir yazı yayınladığım gibi,beş yazı da gönderdiğim çok olmuştur...
Bu konuda çok rahatımdır,hiç de "Bugün bişey yazmadın lan..!" diye kendime baskı yapmam...

Bu yüzdendir ki bloğumu seviyorum,sizleri seviyorum...


Yazan: hakan can

23 Şubat 2009 Pazartesi

Sevilen Blog Özellikleri...

Bu sefer ki mim çok hoşuma gitti...Mim'in konusu :
SEVİLEN BLOG ÖZELLİKLERİ...


Mgurdal-Mustafa hocama evvela beni bu konuda mimlediği için şükranlarımı gönderiyorum...:P


Efendim,sevilen blog özellikleri arasında benim için herşeyden önce kalemine hakim olan yazarın bloğudur...


Fikir üreten,hayal gücünü yansıtabilen ve sayfasını açtığımda kendimi başka dünyada bulabileceğim özellikler varsa gönlümün bir numaralı bloğu listesinde yerini alır...


Ayrıntıya girmek gerekirse görsel özellik de önemlidir...
"Lucida Grande" veya "Times" yazı stili en çok sevdiklerimdir...

Yazı büyüklüğü fazla küçük veya fazla büyük olmamalı...


Bloğun arkaplanı gözü yormayan renklerde seçilmesi de önemli bir ayrıntıdır...

Mesela geçenlerde bir tanesinin bloğuna girdim arka planı tamamen zifiri karanlık,simsiyah ve yazı rengi parlak sarı üstelik de çok küçüktü,beş saniye sonra kendimi dışarı zor attım...:P

- Aşırı uzun yazılan yazılar ilk başta beni korkutsada,sonuna kadar okumaya gayret ederim...

- Yazdığım yazılara yapılan yorumlar eleştiri dahi olsa benim için çok önemlidir...Tabii hakaret ve Pornografik içeriği olmadığı müdetçe saygım sonsuzdur... Mutlaka çay ısmarlarım...:P

- Zamanım elverdikçe daima arkadaşlarımın bloglarını takip ederim...

- Yazdığım Postlara mutlaka bir resim eklemek gibi de pis bir huyum var...:P
Fotoğrafsız yazdığım yazıların geceleri çok azdır...

Son olarak,blog yazan kişi samimiyse ve iyi niyetliyse yukarda yazdıklarımın hepsini unutabilirsiniz...:P
Çünkü zamanla o kişi yaza yaza kendini bularak geliştirecektir...

Aslında bütün görüşleri merak ettiğim için listemdeki bütün herkesi mimlemek istiyorum ama illa bir isim vermek gerekirse buyrun sevgili dostlar :

sihirlioklava
pervane
Aşkınay
MoonSun
nurmutfakta
UÇURTMA
yemekdurağı
No Engel
mehtap
Yesari
neslihan

Tabii ki,isteyen herkes katılabilir ve katılmamakta özgürdür...:P


Yazan : hakan can

22 Şubat 2009 Pazar

Blogcuların Hayal Dünyası...


Biz Blogcular her gün çeşit çeşit Bloglar okumaktayız,
diyar diyar sayfaları ziyarete gideriz,yorumlar yazarız,selamlaşır,fikir alışverişinde bulunuruz...

Dünyanın her tarafından insanlarla tanışma fırsatımız oluyor,tecrübelerimize her gün bir yenisi eklenmekte...

Uzun zamandır dikkatimi çeken bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istedim...

Bugün Okyanusun öbür ucundan,Miami'den yazan MoonSun arkadaşımızdan bir yorum aldım ve hemen arkasından Bloğunu açtım başladım okumaya...

Çok samimi ve içten yazıyor ve Miami'de çektirdiği bir kaç fotoğrafı da sayfasında paylaşmış...Harika,deniz,güneş,sahil muhteşem manzaralar...

O anki ruh halim beni Avrupa'nın karından kışından alıp,Miami'nin güneşine,sahiline götürdü...

Anlatmak istediğim detay,ruhumuza renk katması açısından bence önemli...

MoonSun gibi bir çok arkadaşımız var,kimisi Hollanda'da,kimisi İstanbul'da...

Hayal dünyamız açtığımız blogların içinde gezmeye müsaitse bir anda kendimizi Kuzey Kutbunda,diğer anda Afrika'nın sıcak çöllerinde ve bir diğer zamanda İstanbul'un eşsiz Boğazında bulabiliriz...

Eminim siz de zaman zaman bu şekilde uzak diyarları bilgisayarın camına bakarak dolaşmışsınızdır...


Yazan : hakan can

22 Aralık 2008 Pazartesi

Google’dan Bloglara Tavsiyeler...

Google geçenlerde arama motorlarında daha yukarılarda yer almamız için öneriler barındıran bir PDF kitap yayınladı.

Bu hafta ise aynı ekip, Google Webmaster Central, bloggerlar için yeni ipuçları içeren bir belge daha hazırladı. Genelde bilindik şeyler içerse de, hazırlayan ekip Google’dan olduğu için incelemekte yarar var. İşte belgeden satırbaşları:

  1. RSS’de içeriğinizin tümünü yayınlayın: RSS beslemelerinde yazınızı tüm içeriğiyle beraber sunun. Yani resimleri, videoları ve diğer içeriği yazınızdan çıkarmayın. Böylece ziyaretçiler içeriğinizi en az emekle elde edebilirler. Mantıksız mı geldi? Kısa vadede site ziyaretçisi yerine RSS ziyaretçisi sahibi olmak mantıksız gelebilir fakat uzun vadede sadık ziyaretçiler elde edersiniz.
  2. Bloglama sıklığı: İçeriğiniz işe yarar olduğu sürece kısa aralıklarla güncellenen bir site sık ziyaret edilir. Fakat şunu unutmayın: Haftada bir işe yarar yazı yazmak günde bir saçmalamaktan iyidir.
  3. Diğer bloglara kaliteli yorumlar bırakın: Sitenizle benzer konularda yayın yapan blogları takip edin ve buradaki yazılara işe yarar yorumlar ekleyin.
  4. Yazılarınızda kategoriler ve etiketler kullanın: Yazılarınızı kategoriler ve etiketler ile işaretlemek hem içeriğinizi mantıksal olarak bölümlendirir hem de ziyaretçilerinizin sitenizi daha kolay gezmelerini sağlar.
  5. Yazının özgünlüğü: Yazacağınız konuyu önce Google’da aratın. Eğer yayınlanmamışsa yazın. Tabii ki konuya diğerlerinden farklı yaklaşıyorsanız o zaman da yazabilirsiniz.

13 Aralık 2008 Cumartesi

Başarılı Bir Blog İçin...

Blog çılgınlığı almış başını gidiyor…İşte size blogcuların önerdikleri tavsiyeler :

  • Eğer bloğunuz yoksa hemen bir tane alıp yazmaya başlayın.
  • İlgili olduğunuz ve sevdiğiniz konular hakkında yazın.
  • Tutarlı bir şekilde blogunuzu yazın.
  • Kısa ve akılda kalıcı bir isim belirleyin.
  • Haftada en az 5 yazı yazın.
  • Yazınızı bitirdikten sonra hatalar için kontrol edin(proof read)
  • Bunu yaptıktan sonra bir kez daha okuyun.
  • Diğer blogcularla etkileşim içinde olun.
  • Anlamlı yorumlar yazın.
  • Komik yorumlar yazın.
  • İlk yorumu siz yazın.
  • Bloğunuzu yedekleyin.
  • Sidebar takviminden kurtulun.
  • Fikrinizi akıllıca seçin,çok dar veya çok kapsamlı olmasın.
  • İmzanıza sitenizin linkini koyun.
  • Blog buluşmalarını değerlendirin.
  • İçeriğin önemli olduğunu unutmayın.
  • Blog şablonunu ihtiyaçlara göre yeniden düzenleyin.
  • Sadelik temel ilke olduğunu unutmayın.
  • Sosyol imleme(bookmark) sitelerinde sitenizi tanıtın.
  • Bir blog ağına katılın(blogkazanı,blograzzi,..vs.).
  • Zirvedekiler(Top 10) listesi oluşturun.
  • Nasıl yapılır makaleleri yazın?
  • Yazıları taranabilir yapın.
  • Okuyucularınıza sorular sorun.
  • Komik yanınızı kullanın.
  • Cömert olun.
  • Okuyucularınızı üye olmaları için teşvik edin.
  • Acil durumlar için yedek yazılarınız olsun.
  • Uzun yazıları parçalara bölün.
  • Gelir paylaşımı yapan siteler ile tecrübe edinin.
  • Bu veriler üzerinde değerlendirme yapın.
  • Önemli bulduğunuz e-mail yazışmalarını siteye aktarın.
  • Kendiniz olun.
  • Aynı içerikten sakının.
  • Rss okuyucu kullanın.
  • Mümkün olduğu kadar diğer blogları okuyun.
  • Belirli bir zamanda sınırlı kalmayan içeriklere ağırlık verin.
  • Bir tane ‘’Hakkımızda’’ sayfanız olsun.
  • Hakkımızda sayfanızda resminiz olsun.
  • Reklam sayfasını kendiniz oluşturun.
  • Uygun olduğu zaman resimleri kullanın
  • Okuyucularınız için bir değer oluşturun.
  • Reklamları akıllıca yerleştirin.
  • Bir blog ortağınızın olabileceğini düşünün.
  • Problogger.net’i okuyun(Bloğunuzdan para kazanmanız için yardımcı olan bir site).
  • Sağ taraftaki bölmeyi ikonlarla doldurmayın.
  • Google Adsense ile tecrübe edinin.
  • Mümkün olduğu sürece diğer bloglara link verin.
  • Okuyucularınızın sizinle irtibata geçmesini kolaylaştırın.
  • Başlıklar dikkat çekici olsun.
  • E-mail ile bildirimleri okuyucularınıza teklif edin.
  • Daima sorulara cevap yazın.
  • Daima yorumlara cevap yazın.
  • Technorati’yi kullanın.
  • Blog projelerinde yer alın.
  • Diğer blog sahipleri ile tanışın.
  • Yorumlara üyeliği aktif hale getirin.
  • Kendinize has bir uslupla yazın.
  • Fikriniz konusunda uzman olun.
  • Link verdiğiniz yazılara güvenmeyin.
  • Daima kendi fikirlerinizden bahsedin.
  • Sade renkler kullanın.
  • En iyi makalelerinizi listeleyin.
  • Yenilikçi bir fikre sahip olun.
  • Kategorilernizi düzenleyin.
  • Doğrudan okuyucularınıza hitap edin.
  • Kaynaklarınızı belirtin.
  • Sabırlı olun.
  • Ve devamını siz tecrübelerinizle ilave edin...

6 Aralık 2008 Cumartesi

Blogcu Tipleri...

-Spam blogcu
Bu Blogcu türünün diğer bir adıda hırsız blogcudur.Netteki bloglarda, forumlarda, sitelerde ne bulursa, ne görürse direk bloguna kopyalar.Blogunda kendine ait 1 tek cümle bulmak samanlıkta iğne aramaktan daha zordur.Ne amaçla blog yazdığını anlamak kadınları anlamaktan daha zordur..Genellikle niye blog yazdığını kendisi bile bilmez..(Bu kategoriye adsense için spam blog açanlarda dahildir)

-Reklamcı blogcu
Blogunu blog yazmak yerine reklam göstermek amacıyla kullanır.Blogunda reklam olmayan hiçbir köşe bucak kalmamıştır.

-Profesör blogcu
Blogundaki tüm yazılar kendine aittir ve gerçekten emek vererek yazmıştır… Ama yazılarını anlayıp çözebilecek kişi sayısı bir ayağın tırnaklarını geçmez…Hedef kitlesine ulaşana kadar blog yazmayı bırakma olasılığı çok yüksektir…

-Kendin çal kendin oyna blogcu
Bu Blogcunun tam olarak ne yazdığı veya ne için yazdığı hatta ne zaman ne yazacağı belli değildir.Bi gün dünyayı kurtarmanın formülünü yazar bi gün sahanda yumurtanın pişiriliş formülünü..Blog yazıları neredeyse hiç kimseye hitap etmediği için kendi yazar kendi okur.Yorum yazanı çok yoktur ve bloguma nasıl ziyaretçi çekerim tipi konular hiç onun ilgisini çekmemektedir..

Diğer blogcu tipleri ise şunlar:

-Türkçe katili blogcu
Bu tip ise tam kıl bir tiptir..Çok yazım hatası yapar ve v yi w g yi q yazdımmı kendini bi halt sanar..Okuyucu kitlesi genelde 0dır..

-Aradığını bulamamış blogcu
Bu blogcu ise blog ruhundan arağını bi türlü bulamamıştır.Ne tür bir blog yazacağına karar verememiştir.Hergün başka bi telden çalar..Bi gün html kod konusuna girer diğer gün uçakların benzin fiyatlarının kaç dolar olduğu konusuna..

-Video blogcu
Son zamanlarda kafayı tube kelimesiyle bozmuş bir blogcu tipidir.Blogunda yazıya rastlamak çok zordur.Kotası gidiyor diye kendi izlemediği videoları bile bloguna koyup çok güzel mutlaka izleyin demesi meşhurdur.. Bloguna 3-5 video ekledi diye kendi blogunu Youtube’nin Türkiye şubesi sanar..

-Boş blogcu
Boştur.. Hatta bomboştur.Blogcudan değil blogundan bahsediyorum..Blogunu açalı 10 sene olmuştur ama şimdiye kadar bloguna 3 yada 5 yazı ancak eklemiştir.Büyük olasılıkla şuan blog adresinin ne olduğunu bile hatırlamıyordur..

-Süper blogcu
Var derse yoktur, yok derse vardır, ne konuşsa kardır (ceza geldi aklıma ya J ) her konudan kendi bloguna bir pay çıkarabilme özelliği vardır.Size kamyon tekerleğinin şamyelindeki siyah boyanın markasını bile söyleyebilme yeteneğine sahiptir..Her taşın altından o çıkar…Bloguna kısa sürede aşırı yazı yazmıştır ve tüm yazılarıda mutlaka diğer blogcular tarafından tutulmuştur.. İnternette yeni bi servismi duydunuz ona sorun kesin bir bilgisi vardır..Hatta sormayın biri size anlatsın..

-Website blogcu
O ne demek oluyor diye soruyosanız cevabı basit: Blog tabirini bilmez blogu blog gibi değil web sitesi gibi kullanır.Blog kelimesinin ruhunu öldürür…

-Yanlış zaman doğru blogcu
Çok iyi blog yazar ve çok kaliteli blogu vardır.Ama yanlış zaman ve yanlış yerde olduğu için pek ziyaretçisi yoktur..

-Temacı blogcu
Bi türlü hangi temayı kullanacağına karar veremediği için 6 aydır bir blog yazısını zor yazmıştır.O yazıda genelde merhaba, yeni yazılar yakında, coming soon (sanki amerikalı)çok yakında geliyoruz(sanki dünyayı kurtarmaya geliyo) açıldık, blogum açıldı, yeni blogum gibi başlıklı içeriklerden oluşur.3 günde bir tema değiştirir..Doğru temayı bi bulabilse çok işler başaracaktır ya neyse…

-Karmakarışık blogcu
Blog yazıları gayet düzgün olduğu halde blogunun şekli şemali birbirine girmiştir.Bişey arıycam nerde bu arama kutusu derseniz bu blogda aram yapmak için blogun tüm bölümlerini iyice gözden geçirmeniz gerekir.Ne nerdedir kendisi bile bilmez…

-Amaçsız blogcu ve onun araçsız blogu
Çok büyük ümitlerle bir blog açmıştır ama daha 1 yazı bile eklememiştir.Blogu nasıl açıldıysa şuanda o haldedir... Biz ondan ümidi kestik.Öldümü ölmedimi Allah bilir…

-Kavgacı blogcu
Blog yazıları diğer blogculara ithafen yazılmıştır.Blogunda sürekli başka blogcuları çekiştirip durur..Genel amacı büyük blogculara laf atıp onların üzerinden bloguna ziyaretçi çekmektir… Gelin kaynana yarışmalarında birilerine laf atıp o hafta en çok oy almaya çalışan cibilliyetsizlerle çok benzer özellikleri vardır..Ara sıra kendini padişah torunu sanar..

-Adsense’ye oynayan blogcu
Aslında blog yazmasının genel amacı adsense olmasada dönem dönem adsenseye oynayan yazılar yazar.Html ile ilgili blogunda birgün golf kelimesi iyi kazandırıyor diye golf topundan bahsedebilir veya komik yazılar yazdığı blogunda birgün son çıkan bir otomobil markasının ayrıntılarının anlatıldığı bir yazı görürseniz şaşırmayın…

-Yorumcu blogcu
Daha çok blogunda yazdıklarıyla değilde diğer bloglara yazdığı yorumlar sayesinde adı blogcular arasında geçer..Bloguna iyi ziyaretçi çeker ama blogunda elle tutulur kalitede bir yazısı olmadığı için gelen ziyaretçi geldiği gibi gider…Ziyaretçileri elinde tutamaz…

-Aşırı ciddi blogcu
Bu blogcu türü ise eşi benzeri biraz zor görünür bir türdür.Yazılarını öyle bir şekilde yazarki kendinizi bir blogda değilde cnn.com da sanarsınız..

-Huzur veren blogcu
Sayfasına girdiğiniz anda size huzur ve güven veren ve bambaşka bir dünyadaymışsınız hissi uyandıran blogcu...

-Sempatik blogcu
Yazılarından ve blog içeriğinden çok yaptığı yorumlarla ve karşı tarafa verdiği sevecen tarzıyla dikkat çeken blogcu...
Bu canlardan daima herkes bir tane sayfasında bulundursun..:))


Peki siz hangi tür blogcusunuz veya kendinize göre ayrı bir yerde misiniz ?